Bakışlar, tüm bir yüz ifademizi etkileyen, göz kapakları ise ifademize fazlasıyla etki eden unsurlardır. Bakışlarımızın, zamanın etkilerini ortaya koyduğu bir yüz ifadesiyle kişinin yaşlı ve yorgun görünmesi kaçınılmaz olacaktır. Yüzümüzde en dikkat çeken yer olan göz bölgesi, aynı zamanda yüzdeki en hassas ve ince yapıya sahip alandır, bu bakımdan aynaya baktığımız zaman yaşlanmanın etkilerini bakışlarımızda fark etmemiz kolay olacaktır.

İlerleyen yaşın etkisiyle üst göz kapaklarında; sarkma, kırışıklıklar ve yağ fıtıklaşmalarına bağlı olarak ortaya çıkan gevşemeler meydana gelebilmektedir. Yaşın ilerlemesine bağlı olarak alt göz kapağında ise; deride bollaşma, kırışıklık oluşumu ve göz altı torbalarının belirginleşmesi gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Alt göz kapağı estetiği uygulamaları, ilerleyen zamanla birlikte meydana gelen bu olumsuz etkileri ortadan kaldırmak için yapılan ve oldukça başarılı şekilde gerçekleştirilen işlemlerdir.

Alt Göz Kapağında Yaşlanma Oluşumu

Göz küresi, “orbita” adı verilen ve gözü çevreleyen kemik bir yuva içerisinde bulunmaktadır. Göz küresinin bu kemik yapıdan ayrı olarak fonksiyonlu bir şekilde ve rahat hareket etmesini, etrafında bulunan bağ dokusu ve yağ yastıkları sağlamaktadır. Burada bulunan yağ yastıkları da, birbirinden bağımsız ve güvenli bir hareket alanına sahiptir. Yaşın ilerlemesiyle oldukça hassas ve hareketli bu bölgede yaşlanma belirtileri ortaya çıkmaktadır. Bazı durumlarda, kişinin genetik yatkınlıkları sebebiyle, daha erken yaşlarda bu bağ dokusunda zayıflama meydana gelebilmekte ve yağ yastıkları, öne ya da aşağı doğru kayma gösterebilmektedir.

Alt göz kapağı ve üst göz kapağı arasında bazı temel farklar olsa da gözdeki bu iki ayrı kapak bölgesinde de meydana gelen yaşlanma belirtilerinde yüz bir bütün olarak düşünülmelidir. Bu bakımdan üst göz kapağında da alt göz kapağında ortaya çıkan yaşlanma belirtileri alın bölgesindeki yaşlanma niteliği ile ilişkilidir. Ancak alt göz kapağında oluşan yaşlanma belirtileri temel olarak yanak bölgeleriyle ilişkilidir.

Alt Göz Kapağında Oluşan Yaşlanma Belirtileri Nelerdir?

Alt göz kapağında ortaya çıkan yaşlanma belirtileri şu şekilde sıralanabilmektedir;

• Bağ dokusunun zayıflaması ve yağ yastıklarının kayma göstermesi durumlarında, gözümüzün altında torbalanmalar meydana gelmektedir.
• Göz altı torbalarını sınırlayan, elmacık kemiklerinin hemen üzerindeki bölgede kavisli bir oluk görünümü meydana gelmektedir.
• Genellikle 40 yaş ve sonrasında, yanaktaki yağ dokusunda yerçekiminin de etkisiyle aşağı doğru bir yer değişimi meydana gelmektedir.
• Alt göz kapağının altındaki yanakla sınır bölgesinde, hale şeklinde bir çöküntü gözlemlenebilmektedir
• Ağız kenarındaki gülme çizgilerinde belirginleşme söz konusu olabilmektedir.
• Alt göz kapağı derisinde incelme meydana gelmesi söz konusudur.
• Alt göz kapağı derisinde meydana gelen incelmeye bağlı olarak, gözle görülebilecek nitelikte göz çevresi kırışıklıkları ortaya çıkmaktadır.
• Alt göz kapağı çevresinde, kaz ayağı adı verilen belirgin ve derin çizgiler oluşmaya başlamaktadır.
• 50 yaş ve sonrasında ise, göz kapağı kaslarında zayıflama ve gevşeme meydana gelmektedir.
• Göz kapağı kaslarında zayıflama meydana gelmesiyle, gözün çevresinde bulunan yağ yastıkları, önlerinde bulunan kas desteğini kaybettikleri için daha belirgin hale gelmektedir.

Alt Göz Kapağı Estetiğine Nasıl Karar Verilmektedir?

Alt göz kapağında meydana gelen yaşlanma belirtilerinde, yüz bir bütün olarak düşünülmeli ve alt göz kapağı yaşlanmaları yanaktaki yaşlanma belirtilerinden bağımsız değerlendirilmemelidir.

Alt göz kapağı estetiklerinde öncelikli olarak, yanak bölgesinde fiziksel bir muayene yapılmaktadır. Yapılan fiziksel muayene doğrultusunda, bölgedeki kaslarda meydana gelen gevşemenin niteliği saptanarak, bağ dokularında oluşan zayıflık değerlendirilmektedir. Alt göz kapağındaki yağ yastıklarında meydana gelen kaymanın niteliği, oluşan kaymanın aşağı ya da öne doğru ne oranda gerçekleştiği değerlendirilmektedir.

Alt göz kapağında oluşan yaşlanma, yanak bölgesindeki yaşlanmayla doğrudan bağlantılı olarak meydana geldiği için, yanak dokusunun yukarı alınmasını da gerektiren müdahaleler gerçekleştirilebilmektedir. Genellikle 40 yaş ve sonrası, yanak dokusunda da aşağı doğru bir yer değiştirme meydana geldiği için, endoskopik cerrahi ile yanak dokusunun yukarı alınması gerekmektedir. Bu işlem gerçekleştirildikten sonra, alt göz kapağı derisinde bollaşmanın ve alt göz kapağı yağ yastıkçıklarında gözle görülür bir belirginliğin devam etmesi durumunda, alt göz kapağı estetiğinin yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Alt göz kapağı estetiğinde detaylı bir göz muayenesi geçirilerek, hastanın tıbbi öyküleri dinlenilmelidir.

Alt göz kapağı estetiği öncesi fiziksel incelemesinde dikkat edilmesi gereken temel noktalardan biri, yağ dokusu fıtıklaşmasının oluşup oluşmadığının kontrol edilmesidir. Yağ dokusunun durumuna ve yağ dokusu fıtığının seviyesine bağlı olarak, detaylı bir değerlendirme yapılmalıdır.

Alt göz kapağı estetikleri öncesi, göz kapağında yer alan kasların tonusunun ölçülmesi ve değerlendirilmesi de gerekmektedir. Göz kaslarının tonusunun düşük olduğu durumlarda ameliyat durumu ve süreci değerlendirilmelidir.

Alt Göz Kapağı Ameliyatında Neler Yapılmaktadır?

Alt göz kapağı estetik işlemlerinde, kirpiklerin hemen altından bir kesi yapılarak, göz kapağı derisi kas ile beraber kaldırılmaktadır. Yağ yastıkları göz çukuru kenarına yayılarak, göz altında ortaya çıkan çöküntü giderilmeye çalışılmaktadır.

Yanağın kaldırılması ve yağ yastıklarının yayılması işlemlerinin yetersiz kalması durumunda ise, yağ enjeksiyonu işlemi de eklenebilmektedir.

Derideki ve kaslardaki bolluk ortadan kaldırıldıktan sonra, kas dokusu göz çukurunun dış duvarına asılmaktadır. Böylece yağ yastıkçıklarına da destek sağlanmaktadır.

Alt göz kapağı estetik ameliyatları, yüz bir bütün olarak ele alındığı için genelde orta yüz germe ameliyatı ile birlikte yapılmakta ve uygulama sırasında genel anestezi uygulanmaktadır.

Alt göz kapağı estetiği ameliyatları, gerek görülebilecek ek işlemler ve girişimlere göre değişim gösterse de ortalama olarak 2- 4 saat arası sürmektedir.