Yüz bölgesi, vücudumuzda dış dünyanın etkilerine en açık yapıdaki yerdir. Dış dünyada insanlarla iletişim kurmanın en belirgin bölgesi olan yüz aynı zamanda, sosyalleşme açısından ilk izlenimin de sağlandığı alandır. Yüz bölgesi, dış etkenlere hem fazlasıyla maruz kalan hem de yaşanan değişimlerin en belirgin olarak gözlemlenebildiği alandır. Bu bakımdan zamanın olumsuz etkileri yüz bölgesinde belirgin olarak gözlemlenebilmekte ve yüzdeki yaşlanma belirtileri sıklıkla estetik kaygıların sebeplerini oluşturabilmektedir.
Sağlıklı beslenme, düzenli uyku, stres ve üzüntüden uzak yaşam, düzenli spor, sigara ve alkol kullanımından kaçınma gibi unsurlarla yüzdeki yaşlanma belirtileri geciktirilebilmektedir ancak, yaşlanmak doğal bir süreç olduğu için, değişim yaşanması kaçınılmazdır. Bu bakımdan kaçınılmaz olan yaşlanmanın etkilerini ortadan kaldırmak için gerçekleştirilen, ameliyatsız yüz germe yöntemleri söz konusudur.
Yüzdeki ciltte meydana gelen yaşlanma etkilerinin azaltılması ya da ortadan kaldırılması için gerçekleştirilen; lazer uygulamaları, mekanik ve kimyasal peelingler, mezoterapi gibi uygulamalar mevcuttur. Bu bakımdan yaşlanmanın olumsuz etkilerini, ameliyatsız yüz germe yöntemleriyle ortadan kaldırmak mümkündür diyebilmekteyiz. Bu yöntemlerin birkaç tanesine göz atmak, ameliyatsız yüz gerdirmenin mümkün olduğunu kavramamız açısından faydalı olacaktır.
İçindekiler
Ulthera Yüz Germe Yöntemi
Temelde, ciltteki kolajen üretimiyle ilgili olarak ortaya çıkan yüzdeki yaşlanma belirtilerinin ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebildiği yüz germe yöntemlerinden biri, ulthera yöntemidir.
- Ulthera yüz germe yöntemiyle, odaklı ultrasound dalgalar kullanılarak ciltte 3mm ve 4,5 mm altında ısı odakları oluşturulmakta ve bu sayede kolajen üretimi tetiklenmektedir.
- Ulthera ameliyatsız yüz germe işlemiyle, yaşlanmanın ve yerçekiminin ciltte meydana getirdiği gevşeme ve sarkmalar tedavi edilebilmektedir.
- 30-45 dakikalık bir seans uygulanmasıyla, cilt altı bağ dokusu güçlendirilebilmektedir. Uygulama sırasında cilt yüzeyi işlemden etkilenmemektedir.
- Oluşturulan ultrasound dalgalarla cilde ulaşan enerji sayesinde, stimulasyon artmakta ve ciltte yeni kolajen oluşumu sağlanmaktadır.
Ulthera yüz germe yöntemiyle, güçlü bir sıkılaşma sağlanarak zaman içinde cerrahi olmayan bir yüz germe işlemi etkisi oluşturulabilmektedir. Ultrasound enerjisi, sadece cilt sıkılaştırma amacıyla gerçekleştirilen, tıpta 50 yıldan uzun süredir kullanılan ve yan etkisi olmayan bir yöntemdir.
Kişiler ulthera yüz germe işlemleri sırasında ‘iğne batması’ gibi bir acı hissi yaşadıklarını dile getirebilmektedir. Bu acı hissi, ultrasound enerjisinin doku derinlerine ulaştığı, ciltte lifting ve sıkılaşma etkisi meydana getirdiği anlamına gelmektedir. Bu bakımdan uygulama sırasında hissedilenler kişiden kişiye farklılık gösterse de uygulama yapılacak kişinin doktor kontrolünde ağrı kesici ilaç kullanması tavsiye edilmektedir.
Ultra V- Lift Yüz Germe Yöntemi
Ultra V-Lift yüz germe yöntemi, bir enjektör iğnesinin içine yerleştirilmiş ipliklerin, her bölgeye göre farklılık gösteren özel tekniklerle cilt altına yerleştirilmesi işlemidir. Bu yöntem gevşemiş bütün cilt dokularına uygulanabilmekte ve başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Genel itibariyle uygulanma alanları ise şu şekilde sıralanabilmektedir:
- Kaş kaldırma
- Boyun sarkmaları
- Dudak üstü kırışıklıkları
- Göz çevresi kırışıklıkları
- Kol, karın, göğüs, iç bacak gibi bölgelerde meydana gelen sarkmalarda
Ultra V-Lift yüz germe yönteminde kullanılan iplikler, PDO-Polydioxanone maddesi içeriğine sahiptir. Bu ipler dokuya uygulandıktan 2-3 ay sonra gerginlik etkilerini yarı yarıya kaybetmektedir ve PDO tamamen su ve karbonik asite dönüşmektedir. Ortalama 6-8 ay gibi bir süre sonunda ise, dokudan tamamen kaybolmaktadır.
Ultra V- Lift yöntemi, cilt altı bölgesine 1 cm aralıklar bırakılarak uygulanmakta, cilde hasır işler gibi örülmektedir. Yerleştirildikten sonra hissedilmeyen ve çok ince olduğu için cilt yüzeyine bakıldığında fark edilmeyen nitelikteki iplikler, cildin ihtiyacına göre belirlenmektedir.
Ultra V-Lift uygulamasında kullanılan iplikler; tekli-düz (monoflament), çift ya da çok sayıda sarmala sahip (Tornado), vida şeklinde (Screw) ve dışında kancaları olan (Cog) niteliklerde olabilmektedir.
Uygulamanın hemen ardından erken etkiler ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra, 2-3 aya kadar yavaş yavaş ortaya çıkan etkileriyle, vücudun kendi üreteceği kolajen ağırlıklı bağ dokusu söz konusudur. 8-10 ay gibi ortalama bir süre boyunca ipliklerin varlığıyla sürekli olarak uyarılan doku, gelişimine kolajen üretmeye başlayarak devam etmektedir.
Ultra V-Lift uygulamasında kullanılan emilebilir Caprolactone ipler, ameliyatlarda yıllardır kullanılmakta olan güvenilir niteliktedir. İşlem sonrası, uygulanan bölgede şişlik, kızarma ya da morarma meydana gelebilmekte ve olası bu etkiler ilerleyen süreçte gerileme göstermektedir.
Fransız Askılama/ Dinamik Askı Yöntemi Yüz Germe
Kalıcı gençlik ipi ya da kilit askı gibi isimler ile, estetik açıdan tanınmaya başlayan Fransız Askılama yöntemi, 2006 yılında Fransa’ da biyomekanik çalışmalar ile geliştirilmiştir. Dinamik askı yöntemi, yüzün mimik hareketlerine uyarak gevşeyen, ifade bozukluğu ve çekilmeler yaratmadan deformasyonların düzelmesini sağlayan, oldukça kalıcı bir ameliyatsız yüz germe yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kalıcı gençlik ipi olarak da adlandırılan dinamik askı yöntemi, askı ip ve örümcek ağı iplerden 3 kat daha uzun süre kalıcı antiaging sağlamaktadır.
- Fransız Askısı bio-mekanik verileri dolayısıyla yumuşak bir yapıya sahip olmakta ve böylece yüzümüzde bulunan kas ve yağ dokusu ile uyumlu çalışabilecek esnekliği gösterebilmektedir. Bu doğrultuda yüz ifadesinde bozulma meydana gelmeden, günlük hayatta fark edilemeyecek nitelikte doğal genç ve gergin görünüm sağlanabilmektedir.
- Uygulama lokal anesteziyle gerçekleştirilmektedir.
- Yüz uygulamalarında, tutunma alanı olarak saçlı deri bölgesi kullanılmaktadır. Bu bakımdan dikiş gerektirmeyen ve iz bırakmayan yöntemlerdir.
- Fransız askısı uygulaması; kolay gerçekleştirilen, acısız işlemlerdir. Uygulama sonrası hasta günlük yaşamına devam edebilmektedir. Ağrı oluşumunun ortaya çıkabilmesi ihtimaline karşılık, doktor tarafından tavsiye edilen ağrı kesiciler kullanılabilmektedir.